Gündem Girdabında Gül


Beni bu güzel köşeye çeken, yalnızca yazma iştiyakımı değil iyilik ve güzel adına ne varsa fermuarlarını patlatıncaya dek çantamı doldurayım diye beni iten sihirli ellerle yolum kesişti de geldim buraya.


Kıyametin kopmak üzere olduğunu da bilsek elimizdeki son fideyi toprağa dikmeliymişiz. Her şey gibi cümlelerin de bir zamanı var tabii ki. Daha önceleri duymuşluğumuzun çok muhtemel olduğu bu kelime dizisini hepimizin tanıdığı bilge bir hanım, hayal dünyamdaki gri ‘corona virüs’ bulutları zihnimi çok üşütüyorken battaniye sıcaklığında mesaj kutuma düşürdü. Sadece o da değil; bizi dünyayla buluşturan aygıtlar şu sıralar üzerine pek eğilmese de sınırlarımızda olanlar da hayal dünyamdaki renkli uçurtmalara suçluluk ateşi yakıyordu.


Kıyamet de başka birçok şey gibi çok göreceli. Alemdeki her bir varlığın kendi kıyameti var. Edebiyatçının kıyameti başka şey, sinemacının başka, çok genç bir insanın başka, çok yaşlı bir insanın başka. Bulutların, taşların ve hatta yanardağların kıyameti bile kendine has. Yine de bireysel kıyametler bir gezegenin üstünde uyumla yaşamayı beceriyorlar.


Kıyametin çok sevdiği bir de arkadaşı var. Adı ‘gündem’. O da tıpkı kıyamet gibi. Bazen bir tane, bazen çok tane. Kimin canı nereye istese onu sakız gibi oraya çekiştiriyor. Çekiştirildikçe de şekli şemali mutasyondan mutasyona uğruyor zavallıcığın. Tabii ara sıra güzel şeyler de gündem’in boynuna asılmıyor değil. Ama nedendir bilinmez biz gündem’in boynuna distopik şeyler asılmasını daha bir kanıksamışız. Bütün insanlar hiç üstüne konuşmadan kendi diferansiyel denklemlerinden kararmış günleri, açık havalı günlerden daha çok sevmeye anlaşmış gibi. Enerjilerini sevdiğim insanları gözlemlerken de bunu fark ediyorum. Bazen gündemin girdabında boğuluyorlar. Bergmanvari bir deyişle gece yarısı dünyanın bir köşesindeki karanlık bir eve kapatmak istiyorlar kendilerini ki onların enerjileri öyle yüksek ki “siz de böyle yapacaksanız, kime sığınalım?” diye yollarına harami kesilmek ihtiyacı hissediyorum.


Kıyamet ,gündeme karıştığında ortaya çıkan girdaba gül atmalı. En azından çoğu gezegendaşına kıyasla bin bir nimetin içinde oluşumuza şükretmek için. Samimiyetine ve gözlerinden süzülen yaşlara güvenmeli miyim asla kestiremiyorum ama Mark Zuckerberg’in Harvard Üniversitesi mezuniyetinde hakikaten de seçkin olan o öğrenci kalabalığına söylediği gibi: “Eğer diğer insanlara kıyasla daha çok şansınız varsa daha çok sorumluluğunuz da var demektir. Çok çalışın!”


Gündem girdabına gül atmalı, çünkü bize öyle emredildiği için. Bakınız, tıpkı şu zamanlardaki gibi iyiliği çağıl çağıl hissedemeyip çorak arazilere sofra kurmayalım diye Ebu Hureyre’den rivayet edilmiş şöyle bir hadis var: Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kuvvetli mümin, Allah katında zayıf müminden daha hayırlı ve daha sevimlidir. Bununla beraber her ikisinde de hayır vardır. Sen, sana yararlı olan şeyi elde etmeye çalış. Allah’tan yardım dile ve asla acz gösterme. Başına bir şey gelirse, ‘şöyle yapsaydım,böyle olurdu’ diye hayıflanıp durma. ‘Allah’ın takdiri bu, O ne dilerse yapar’ de. Zira ‘eğer şöyle yapsaydım’ sözü şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.” /Müslim, Kader 34 ve ayrıca İbni Mace, Mukaddime 10


 Listesini yapsak kıyamet ilminin altından kalkamayacağımız ve bunu gündemlerimize taşıdıkça kaybolacağımız için iyisi mi biz Allah’ın ipine sıkı değil sımsıkı sarılalım ve gündem girdabına bir gül atmak için hayırla uğraşalım. Hayır her birimizin hayatında başka şekillere bürünmüş keşfedilmeyi bekliyor. Bunalımlarla vakit kaybetmeyelim ve başlayalım.

Yorumlar

  1. “ Hz. Peygamber (a.s.m), ölüm döşeğinde olan bir genci ziyaret etti ve ona “Kendini nasıl buluyorsun?” diye sordu. O da “Ey Allah’ın Resulü! Vallahi, ben Allah’ın rahmetini ümit ediyorum, ama günahlarımdan da korkuyorum.” diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.m), "Böyle bir konumda olan bir kulun kalbinde bu iki husus birlikte yer almışsa, muhakkak ki Allah, ona ümit ettiği şeyi verir, korktuğu şeyden de emin kılar.” buyurdu.”(Tirmizî, cenaiz, 11; İbn Mace, Zühd, 31).çok yüksek müsadeniz ile bu hadis-i şerif'i buraya bırakıyorum ve şunu ekliyorum mümin her daim bu minval üzre olmalıdır gündemdeki sıkıntılardan korkup çekineceğiz ve Rabbimiz'in mesajını alacağız lakin korkup çekinip kendimizi bırakmayacağız ümidimizi her daim diri tutup üzerimizdeki görevleri hakkı ile yerine getireceğiz inşAllah Rabbim sonumuzu hayr etsin tövbe-i nasuh'u nasip eylesin. Kıymetli yazınız için şükranlarımı sunarım Şevval hanım selametle🌹

    YanıtlaSil
  2. Biz bu dünyaya sadece yemeye içmeye gelseydik o zamandı kıyamet hedefsiz gayesiz hiçbişey yaramayan insanın zaten kıyameti kopmuştur evet bir fidan dikmek lazım kupkuru çöle dönmüş yüreklere bir fidan dikmek lazım ki yeşersin hem bu alemde hemde sonu olmayan ebediyette

    YanıtlaSil
  3. Uyku da küçük kıyametimiz aslında ufak bi reset attığımız hayata. Kalkınca korkularımızı arkamıza attığımız ümitlerimizi heybemize koyduğumuz bir diriliş olsun bu günler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ve bir bitiş çizgisi daha: Elveda Haziran!

Muzaffer İzgü'nün Ruj Renkli Balonu

Muson Yağmurları Geliyooor